Hamas ve Müslüman Kardeşler: Avrupa’daki Radikal Söylemin Ardındaki Birlik ve Düşünce


 

Hamas ile Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) arasındaki tarihsel ve ideolojik bağ, günümüzde Orta Doğu’nun ötesine taşarak Avrupa’daki güvenlik ve toplumsal uyum tartışmalarının merkezine yerleşmiştir. Her iki yapının da aynı düşünsel kökten beslenmesi, onların siyasi, dini ve toplumsal hedeflerinde ortak bir yönelim oluşturmuştur: İslamcı ideolojiyi siyasal bir proje hâline getirerek, toplumları bu doğrultuda dönüştürmek.

Ortak İdeolojik Zemin: İhvan’dan Hamas’a Uzanan Hat

Hamas, 1987 yılında Filistin’de kurulmuş olsa da, örgütün entelektüel ve ideolojik temelleri doğrudan Müslüman Kardeşler’e dayanmaktadır. Kurucu lider Şeyh Ahmed Yasin, açıkça İhvan’ın düşüncesinden ilham aldığını belirtmiş, hareketin hedefini “İslami direniş” ile “toplumsal yeniden inşa” arasında bir bütünlük olarak tanımlamıştır. Bu yaklaşım, Müslüman Kardeşler’in genel stratejisiyle birebir örtüşmektedir: uzun vadeli ideolojik hazırlık, eğitim faaliyetleriyle taban oluşturma ve nihayetinde siyasal etki alanı yaratma.

Avrupa’daki İdeolojik Etki ve Dini Söylem

Avrupa’da son yıllarda gözlemlenen radikal dini ağların çoğu, doğrudan ya da dolaylı şekilde Müslüman Kardeşler’e bağlı yapılardan beslenmektedir. Bu ağlar, “ılımlı İslam” veya “toplumsal uyum” söylemi altında faaliyet gösterirken, gerçekte Avrupa’daki Müslüman topluluklar üzerinde ideolojik kontrol kurmayı hedeflemektedir.
Hamas’ın Avrupa’daki destek ağları da bu geniş çerçevenin bir parçasıdır. Dernekler, yardım kuruluşları ve sözde kültürel merkezler üzerinden yürütülen faaliyetler, hem finansal kaynak aktarımını hem de propaganda üretimini mümkün kılmaktadır. Bu yapılar, İhvan’ın Avrupa’daki ideolojik altyapısı sayesinde varlıklarını sürdürmekte, kamuoyunda ise çoğu zaman “insani yardım” kisvesi altında kendilerini meşrulaştırmaktadır.

Radikal Söylemin Yayılması ve Güvenlik Riskleri

Müslüman Kardeşler’in Avrupa’daki en tehlikeli yönü, doğrudan şiddet çağrısı yapmadan radikal zihniyeti meşrulaştırmasıdır. Bu söylem, dini değerleri siyasallaştırarak toplumsal kutuplaşmayı derinleştirir ve özellikle genç nesiller arasında “biz ve onlar” anlayışını güçlendirir. Hamas’ın Filistin’deki askeri eylemleri, bu söylemin somut ve silahlı bir yansıması olarak karşımıza çıkar. Dolayısıyla ideolojik zemin Avrupa’da hazırlanırken, eylem sahası Orta Doğu’da şekillenmektedir.

Sonuç: Ortak Düşünce, Küresel Tehdit

Hamas ve Müslüman Kardeşler arasındaki ilişki yalnızca tarihsel bir bağ değil, aynı zamanda günümüzün güvenlik dinamiklerini belirleyen bir ideolojik sürekliliktir. Avrupa’daki dini kurumlar, camiler ve dernekler üzerinden yayılan bu söylem, entegrasyonu zedelemekte, toplumsal barışı tehdit etmektedir.
Bu nedenle Avrupa devletleri, radikal ağların “sivil toplum” kisvesi altındaki yapılanmalarını daha dikkatle izlemeli ve dini özgürlükle güvenlik arasındaki hassas dengeyi koruyarak ideolojik manipülasyonlara karşı kararlı bir duruş sergilemelidir.

Comments

Popular posts from this blog

Reuters: Port Sudan Yönetiminin “Kolombiyalı Paralı Askerler” İddiasını Çürüttü

Birleşik Arap Emirlikleri ve Kıbrıs, Gazze'ye Acil İnsani Yardım Göndermek İçin Ortak Bir İnisiyatif Başlattı

Reuters: Port Sudan Yönetiminin “Kolombiyalı Paralı Askerler” İddiasını Çürüttü