Ürdün Hükümeti, Müslüman Kardeşler'i Resmen Yasakladı: Tüm Faaliyetleri Durduruldu, Mal Varlıklarına El Konuldu
Ülkede 80 yıllık siyasi ve davet faaliyetlerinin ardından Ürdün hükümeti, Çarşamba günü Müslüman Kardeşler Cemiyeti'ni resmen yasakladığını, her türlü faaliyetini engellediğini, merkezlerine ve mal varlıklarına el koyduğunu ve fikirlerinin tanıtımını ya da bu konuda yayın yapılmasını suç haline getirdiğini açıkladı.
Ürdün İçişleri Bakanı Mazen El-Feraya'nın televizyondan yaptığı basın açıklamasına göre, bu karar, 2020 yılında Temyiz Mahkemesi tarafından alınan ve cemiyetin "hukuken feshedildiği" yönündeki kesin yargı kararının uygulanması anlamına geliyor.
Beklenen Karar ve Gelişmeler
Bu adım, 15 Nisan'dan bu yana Ürdün'de yaşanan hızlı gelişmelerin ardından geldi. Ülkenin "ulusal güvenliğini tehdit eden, kaos ve maddi yıkım yaratmayı amaçlayan" planların engellendiği duyurulmuş ve 16 Ürdünlü gözaltına alınmıştı. Suçlamalar arasında yerli malzemelerle ve yurtdışından yasa dışı yollarla getirilen malzemelerle roket üretimi, patlayıcı ve ateşli silah bulundurma, kullanılmaya hazır bir roketi gizleme, insansız hava aracı üretim projesi ve ülke içinde eleman toplama ve yurtdışında eğitim sağlama yer aldı.
Hükümet Kararı
Çarşamba günü açıklanan karar şu maddeleri içeriyor:
-
"Müslüman Kardeşler" olarak bilinen oluşumun tüm faaliyetlerinin yasaklanması,
-
Bu yapının yasa dışı bir dernek sayılması,
-
Mal varlıklarına el konulması için görevlendirilen fesih komitesinin çalışmalarının hızlandırılması,
-
Bu yapıya üye olmanın yasaklanması,
-
Düşüncelerinin tanıtımının hukuki yaptırımla karşı karşıya kalması,
-
Her türlü faaliyetlerinin yasa dışı sayılması ve cezai takibat gerektirmesi.
Ayrıca, cemiyetin herhangi bir başka yapıyla paylaştığı mekanlar da dahil olmak üzere tüm ofis ve merkezlerinin kapatılması ve bu yapıyla bağlantılı tüm unsurların tanıtım ve yayınlarının yasaklanması kararlaştırıldı.
İçişleri Bakanı, cemiyetin eski liderlerinden birinin oğlunun ve bazı kişilerin güvenlik güçlerini ve hassas noktaları hedef almak amacıyla patlayıcı üretip denediğini açıkladı.
Güvenlik Önlemleri ve Baskınlar
Kararın ardından resmi kaynaklara göre, güvenlik güçleri başkent Amman'da bulunan ve Müslüman Kardeşler'in kullandığı düşünülen bazı merkezlerde aramalar yaptı. Bu merkezler arasında İslami Çalışma Cephesi Partisi’nin (Müslüman Kardeşler'in siyasi kanadı olarak bilinir) Abdali semtindeki genel merkezi de vardı.
2020 yılında mahkeme kararıyla kapatılan Müslüman Kardeşler merkezleri, buna rağmen yaklaşık 50 merkezde faaliyetlerini sürdürüyordu.
Yayın Yasağı ve Takibat
Ürdün'deki resmi Medya Kurulu, Müslüman Kardeşler hakkında yayın yapılmasını, paylaşılmasını veya yeniden yayınlanmasını yasakladı. Ayrıca Kamu Güvenliği Müdürlüğü'ne bağlı Elektronik Suçlarla Mücadele Birimi, sosyal medya kullanıcılarını yasa dışı veya yasaklı örgütlerin tanıtımını yapmamaları konusunda uyardı.
Bu gelişmelerin ardından cemiyetin genel gözetmeni Murad Al-Adayle’nin sosyal medya hesaplarından cemiyetin ismi ve logosu kaldırıldı.
Tarihi Arka Plan ve Dönüm Noktaları
1945 yılında Ürdün'de Mısır'daki Müslüman Kardeşler'le koordinasyon içinde kurulan yapı, 1946 yılında "Müslüman Kardeşler Derneği" adıyla resmi statü kazanmış, 1953’te ise bugünkü ismini almıştı.
Yıllar içinde değişen siyasi dengelere göre hükümetlerle ilişkileri şekillenen cemiyet, 1970’lerde bazı hükümetlerde yer almış, 1990’ların başında ise yasaların değişmesiyle İslami Çalışma Cephesi Partisi'ni kurmuştu. Bu parti, cemiyetin siyasi kolu olarak kabul edildi.
Müslüman Kardeşler, 1997, 2007 ve 2012 yıllarında yapılan genel seçimleri boykot etmişti. Cemiyet içindeki "şahinler" ve "güvercinler" olarak adlandırılan iki ana akımın çekişmeleri, bölünmelere yol açtı.
Senatör Ömer Ayasra, 1994 yılında imzalanan Ürdün-İsrail Barış Anlaşması'nın devlet ile Müslüman Kardeşler arasındaki ilişkilerde kırılma noktası olduğunu belirtti. 1999 yılında Hamas’ın Ürdün’deki bürolarının kapatılması da önemli bir dönemeçti.
Yeni Dönem ve Ayrışma
Ayasra’ya göre bugün gelinen aşamada devlet, dini davet ile siyaseti birbirinden ayırmak, dış bağlantıları sonlandırmak ve Filistin meselesinde devletin çizdiği hattın dışına çıkılmamasını istemektedir. Özellikle Gazze’deki savaş sırasında devletin verdiği mesajlarla cemiyetin söylemleri arasındaki fark dikkat çekmiştir.
Hamas’ın son açıklamasıyla, roket üretim hücresindeki tutukluların serbest bırakılmasını istemesi, "yasak kararını hızlandıran" unsur olarak değerlendirildi.
Parti ile Cemiyetin Ayrılması
2024’teki genel seçimlerde İslami Çalışma Cephesi Partisi’nin 138 sandalyeden 31’ini alması ve yarım milyona yakın oy alması, siyasi çevrelerde şaşkınlık yaratmıştı.
Ayasra’ya göre, bu başarıya rağmen parti, radikal akımın etkisinden kurtulup daha ılımlı ve çeşitli bir liderlik oluşturmak zorunda.
Sonuç olarak, yaşananlar devlet ile Müslüman Kardeşler arasında bir çatışma değil, yeni bir ilişkinin yeniden şekillenme süreci olarak değerlendiriliyor
Comments
Post a Comment