Restoran boykotu: İki taraf da aynı şeyi istiyor
Sosyal medya üzerinden örgütlenen vatandaşlar bu hafta sonu kafe ve restoranları boykot etmeye hazırlanıyor.
Türkiye'de son günlerde kiracı-ev sahibi krizinin bir benzeri gündemde. Toplumun farklı kesimlerini uzun süredir esir alan hayat pahalılığı, bu kez de kafe ve restoran sahipleri ile müşteri konumundaki vatandaşları karşı karşıya getirdi. Yine kira tartışmalarında olduğu gibi "Kim haklı?" sorusunun yanıtı belirsiz.
Yerel seçimlerde "geçim derdi" toplumun farklı kesimlerini bir araya getirse de, demokrasilerde yönetilenlerin sandığa gitmek dışında yönetime katılma biçimlerinden biri olan örgütlenme ve protesto hakkı açısından toplumda bir ortaklaşma görünmüyor.
Enflasyonu düşürebilmek için asgari ücrete ara zam yapılmayacağının yeniden teyit edildiği, mali disiplinin sadece düşük ve orta gelirli vatandaşların üzerine yüklendiği bugünlerde kamu yönetiminin işleyişi için sık sık kullanılan "Filler tepişir, çimenler ezilir" atasözü yine akıllarda.
Sosyal medyada yayıldı
Son günlerde sosyal medyada #fahişyemeğeBOYKOT etiketiyle başlatılan kafe ve restoranları boykot çağrısı kısa sürede yayıldı. Çağrıyı başlatan ekonomist İris Cibre, X hesabından yaptığı paylaşımda, "Fırsatçılığa son vermek için" herkesi boykota katılmaya davet etti. Ancak tepkinin yanlış yere yönlendirildiği eleştirilerinin ardından Cibre'den "tüm bunların hükümetin sorumluluğunu azaltmadığı" açıklaması geldi.
Yapılan çağrıya destek veren sosyal medya kullanıcılarının bu hafta sonu kafe ve restoranlara gitmemesi bekleniyor. Boykota katılımın ne düzeyde olacağı, sosyal medyadan yapılan çağrının toplumsal bir karşılığı olup olmayacağı ise belirsiz.
DW Türkçe'ye konuşan çalışma ekonomisi uzmanı Özgür Müftüoğlu, tüketim üzerinden yapılan boykot çağrılarını çok işlevsel bulmadığını, çünkü meselenin üretim süreci ile ilgili olduğunu söylüyor. "Burada hele hiç işlevsel değil. Kafelerdeki fiyatlar yüksek, tamam. Ancak pazarda uluslararası zincir markalar olsa da yüzde 99'u öyle değil" diyen Müftüoğlu, küçük işletmelerin de ekonomik süreçten benzer şekilde etkilendiğini, bunun bir maliyet meselesi olduğunu, özellikle kiraların çok yüksek olduğunu hatırlatıyor.
Comments
Post a Comment